"Erken seçim bir güvenlik, bir beka meselesi"

Spor 19.04.2018 - 18:09, Güncelleme: 19.04.2018 - 18:09 1775+ kez okundu.
 

"Erken seçim bir güvenlik, bir beka meselesi"

Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar: “Devlet bir şekilde hem siyasi hem kültürel, ekonomik, bilimsel, teknolojik, coğrafi ve moral değerleri açısından bu seçim erken yapılmasını bir güvenlik bir beka meselesi olarak algılayıp o şekilde davrandı.” dedi.
Ağar,  yaptığı açıklamada, Türkiye'nin son zamanlarda çok sert bir mücadelenin içinde olduğunu söyledi.  Türkiye’de 2015’den buyana Güney Doğu Bölgesinde Cumhuriyet tarihinin en büyük isyan girişiminin var olduğunu belirten Ağar, “Devletin yıkılmasını ordunun dağılmasını, vatanın parçalanmasını ve ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesini nihai hedef olarak tasarlamış bunu başaramasa bile ortaya çıkacak hasarın ve tahribatın çok büyük olacağını bilen bir darbe girişimi oldu. Darbe girişiminden sonra özellikle YPG ve PKK ile hem sınır içinde hem sınır ötesinde ve DEAŞ’la da Fırat Kalkanı Harekatı’na girişilen bir mücadele var. Bunlar kendi dinamikleri içerisinde çok sert oldu. Hatta ve hatta öyle ki özellikle Fırat Kalkanında silahlı kuvvetlerimizin bir şekilde DEAŞ tarafından mağlubiyet yaşaması için çok uğraşıldı.” ifadesini kullandı.  Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatında 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın hiç tanık olmadığı bir tahkimatla mücadele etmek zorunda kaldığını anlatan Ağar, “Bu tahkimatın içerisinde binlerce teröristle mücadele etmek zorunda kaldık. Bu sahada yaşamış olduğumuz mücadelelerden de bunlarla birlikte bütün milli güçlü unsurları ilgilendiren hem içeriden hem dışarıdan sayısız tehdit ve manipülasyonla karşı karşıya kaldık. Bu aslında çağımızın savaşı demek. Türkiye çağımızın uygulanmakta olan dördüncü nesil savaşının hedefi halinde. Devletin aklı bunu biliyor. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra orta irtifadan seyredercesine Türkiye’de o hal ilan edildi. Bu aslında o günün koşullarında sıkıyönetim de olabilirdi. Devlet ohali tercih etti ve ohal ile birlikte başta terör örgütleriyle mücadele ve bu mücadeleyle birlikte ortaya çıkan süreci kendi istediği şekilde yönetmek ve yönlendirmek istedi.” diye konuştu. Türkiye'nin bölgede yaşanana sıkıntılar yüzünden göç alması nedeniyle değişim sürecine girdiğinin altını çizen Ağar, şöyle devam etti:  “Bütün bunların hepsi özellikle milli güç unsurlarının özellikle ekonomik anlamda karşı karşıya kalmış olduğumuz tehditler ve demografik anlamda karşı karşıya kaldığımız tehditler Türkiye’ye dışarından 3.5 milyon insan girmiş durumda sadece bu değil baktığınız zaman Türkiye'nin en kenarda köşede kalmış yerlerinde bile Afrika’dan ve Asya’dan insanları görebiliyorsunuz. Böyle bir dönüşüm süreci de var Türkiye’de. Diğer tarafıyla da karşı karşıya kaldığımız bilimsel ve teknolojik saldırılar var. Zaten askeri mücadelemiz ortada coğrafya mücadelemiz ortada, ekonomik mücadelemiz ortada, siyasi anlamda ve diplomatik anlamda da mücadelemiz ortada birde ortaya çıkan bu mücadelelerin neden oldukları hassasiyetler. Çünkü siz bu mücadeleleri para kazanarak yapmıyorsunuz. Çok büyük bedeller ödeyerek yapıyorsunuz. “  “Böyle bir atmosferde 2019’a kadar ortaya çıkabilecek olası belirsizlikler veya olası sıkışmalar, hassasiyetler şuana kadar yapılan mücadelelerin neden olduğu bazı birikimler var” diyen Ağar, “Sonuçta devlet dedi ki, ‘Ben devletim’ devletin ve kamunun güvenliği nedeniyle temel refleks üzerine bir erken seçim kararını aldığını ön görmemiz gerekiyor. Aslında sadece güvenlik kavramı içerisinde değil, güvenlik kavramının kuşatmış olduğu bütün alanlarla ilgili temel bir yaklaşım var. Devlet bir şekilde hem siyasi hem kültürel, ekonomik, bilimsel, teknolojik, coğrafi ve moral değerleri açısından bu seçim erken yapılmasını bir güvenlik bir beka meselesi olarak algılayıp o şekilde davrandı. Şuan bunu tam anlamıyla karşı karşıya kalabileceği tehditlerin ve bu tehditleri ürete bilecek unsurlara karşı yaptı bunu. Tabi şimdi her karşı eylemin zamanca bir hazırlığa ihtiyacı var. Bir karar safhası var bir yığınak safhası var. Bir sızma yerleşme safhası var keşif ve uygulama safhası var.” şeklinde konuştu  Erken seçim kararının Türkiye’ye karşı tehdit üreten gerek yerel, gerekse bölgesel ve küresel aktörlere zamanca fırsat sunulmamak üzere alınmış bir karar olduğunun altını çizen Ağar, şunları kaydetti:  “Belki iç siyasi dengeler ve iç siyasi dengelerin kendine özgü politikaları ama ben açıkçası bu fotoğrafı böyle görmüyorum. Küresel fotoğrafta küresel anlamda ortaya çıkan tehditlerin Türkiye’ye olan yansımalarını göz önünde bulundurarak ‘primer’ faktör olarak değerlendirilen ve bu doğrultuda bir seçim yapma tercihi olarak değerlendiriyorum. Özellikle yakın dönemde Türkiye'nin sınır ötesi alanlar, özellikle Mümbiç’te ve Fırat'ın doğusundaki alanlarda Irak'ın Kuzeyin ’deki alanlarda ve tartışmalı bölgelerinde gerek siyasi, gerek diplomatik, gerekirse askeri etkilerinin olacağı bir süreç var önümüzde. Bu süreci etkili bir şekilde yönetile bilmesi için Türkiye’deki karar verme mekanizmalarının bu süreçte uyum içerisinde hareket ediyor olması lazım. Bu yapıla bildiği takdirde ülkenin bekasıyla ilgili olumlu sonuçlar alınır. Her yapılan yığınağın mutlaka ekonomik anlamda bir karşılığı var. Bunun üretmiş olduğu risklerinde minimize edilmesi için çünkü hem geçmişte yaşananlar var hem de gelecekte yaşanacaklar var. Bunu seçim iklimine girmiş bir ülkede arzu edildiği şekilde yapılabilmesi o kadar kolay değil. Çünkü sonuçta toplumda bir takım dalgalanmalara ve kırılmalara da sebebiyet verebilir. Hem dışarıdaki mücadelenin ve içerideki mücadelenin topluma olan maliyetini hep beraber ahenkli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor ki arzu edilen sonuçlar ortaya çıksın. Bu anlamda devlet bir seçim kararı aldı ve bu seçim kararının da hem küresel istikrarsızlık ve küresel istikrarsızlığın neden olduğu bölgesel istikrarsızlık öne alınmasıyla ilgili temel bir refleks olduğunu değerlendiriyorum.” 
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar: “Devlet bir şekilde hem siyasi hem kültürel, ekonomik, bilimsel, teknolojik, coğrafi ve moral değerleri açısından bu seçim erken yapılmasını bir güvenlik bir beka meselesi olarak algılayıp o şekilde davrandı.” dedi.
Ağar,  yaptığı açıklamada, Türkiye'nin son zamanlarda çok sert bir mücadelenin içinde olduğunu söyledi. 

Türkiye’de 2015’den buyana Güney Doğu Bölgesinde Cumhuriyet tarihinin en büyük isyan girişiminin var olduğunu belirten Ağar, “Devletin yıkılmasını ordunun dağılmasını, vatanın parçalanmasını ve ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesini nihai hedef olarak tasarlamış bunu başaramasa bile ortaya çıkacak hasarın ve tahribatın çok büyük olacağını bilen bir darbe girişimi oldu. Darbe girişiminden sonra özellikle YPG ve PKK ile hem sınır içinde hem sınır ötesinde ve DEAŞ’la da Fırat Kalkanı Harekatı’na girişilen bir mücadele var. Bunlar kendi dinamikleri içerisinde çok sert oldu. Hatta ve hatta öyle ki özellikle Fırat Kalkanında silahlı kuvvetlerimizin bir şekilde DEAŞ tarafından mağlubiyet yaşaması için çok uğraşıldı.” ifadesini kullandı. 

Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatında 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın hiç tanık olmadığı bir tahkimatla mücadele etmek zorunda kaldığını anlatan Ağar, “Bu tahkimatın içerisinde binlerce teröristle mücadele etmek zorunda kaldık. Bu sahada yaşamış olduğumuz mücadelelerden de bunlarla birlikte bütün milli güçlü unsurları ilgilendiren hem içeriden hem dışarıdan sayısız tehdit ve manipülasyonla karşı karşıya kaldık. Bu aslında çağımızın savaşı demek. Türkiye çağımızın uygulanmakta olan dördüncü nesil savaşının hedefi halinde. Devletin aklı bunu biliyor. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra orta irtifadan seyredercesine Türkiye’de o hal ilan edildi. Bu aslında o günün koşullarında sıkıyönetim de olabilirdi. Devlet ohali tercih etti ve ohal ile birlikte başta terör örgütleriyle mücadele ve bu mücadeleyle birlikte ortaya çıkan süreci kendi istediği şekilde yönetmek ve yönlendirmek istedi.” diye konuştu.

Türkiye'nin bölgede yaşanana sıkıntılar yüzünden göç alması nedeniyle değişim sürecine girdiğinin altını çizen Ağar, şöyle devam etti: 
“Bütün bunların hepsi özellikle milli güç unsurlarının özellikle ekonomik anlamda karşı karşıya kalmış olduğumuz tehditler ve demografik anlamda karşı karşıya kaldığımız tehditler Türkiye’ye dışarından 3.5 milyon insan girmiş durumda sadece bu değil baktığınız zaman Türkiye'nin en kenarda köşede kalmış yerlerinde bile Afrika’dan ve Asya’dan insanları görebiliyorsunuz. Böyle bir dönüşüm süreci de var Türkiye’de. Diğer tarafıyla da karşı karşıya kaldığımız bilimsel ve teknolojik saldırılar var. Zaten askeri mücadelemiz ortada coğrafya mücadelemiz ortada, ekonomik mücadelemiz ortada, siyasi anlamda ve diplomatik anlamda da mücadelemiz ortada birde ortaya çıkan bu mücadelelerin neden oldukları hassasiyetler. Çünkü siz bu mücadeleleri para kazanarak yapmıyorsunuz. Çok büyük bedeller ödeyerek yapıyorsunuz. “ 

“Böyle bir atmosferde 2019’a kadar ortaya çıkabilecek olası belirsizlikler veya olası sıkışmalar, hassasiyetler şuana kadar yapılan mücadelelerin neden olduğu bazı birikimler var” diyen Ağar,

“Sonuçta devlet dedi ki, ‘Ben devletim’ devletin ve kamunun güvenliği nedeniyle temel refleks üzerine bir erken seçim kararını aldığını ön görmemiz gerekiyor. Aslında sadece güvenlik kavramı içerisinde değil, güvenlik kavramının kuşatmış olduğu bütün alanlarla ilgili temel bir yaklaşım var. Devlet bir şekilde hem siyasi hem kültürel, ekonomik, bilimsel, teknolojik, coğrafi ve moral değerleri açısından bu seçim erken yapılmasını bir güvenlik bir beka meselesi olarak algılayıp o şekilde davrandı. Şuan bunu tam anlamıyla karşı karşıya kalabileceği tehditlerin ve bu tehditleri ürete bilecek unsurlara karşı yaptı bunu. Tabi şimdi her karşı eylemin zamanca bir hazırlığa ihtiyacı var. Bir karar safhası var bir yığınak safhası var. Bir sızma yerleşme safhası var keşif ve uygulama safhası var.” şeklinde konuştu 

Erken seçim kararının Türkiye’ye karşı tehdit üreten gerek yerel, gerekse bölgesel ve küresel aktörlere zamanca fırsat sunulmamak üzere alınmış bir karar olduğunun altını çizen Ağar, şunları kaydetti: 

“Belki iç siyasi dengeler ve iç siyasi dengelerin kendine özgü politikaları ama ben açıkçası bu fotoğrafı böyle görmüyorum. Küresel fotoğrafta küresel anlamda ortaya çıkan tehditlerin Türkiye’ye olan yansımalarını göz önünde bulundurarak ‘primer’ faktör olarak değerlendirilen ve bu doğrultuda bir seçim yapma tercihi olarak değerlendiriyorum. Özellikle yakın dönemde Türkiye'nin sınır ötesi alanlar, özellikle Mümbiç’te ve Fırat'ın doğusundaki alanlarda Irak'ın Kuzeyin ’deki alanlarda ve tartışmalı bölgelerinde gerek siyasi, gerek diplomatik, gerekirse askeri etkilerinin olacağı bir süreç var önümüzde. Bu süreci etkili bir şekilde yönetile bilmesi için Türkiye’deki karar verme mekanizmalarının bu süreçte uyum içerisinde hareket ediyor olması lazım. Bu yapıla bildiği takdirde ülkenin bekasıyla ilgili olumlu sonuçlar alınır. Her yapılan yığınağın mutlaka ekonomik anlamda bir karşılığı var. Bunun üretmiş olduğu risklerinde minimize edilmesi için çünkü hem geçmişte yaşananlar var hem de gelecekte yaşanacaklar var. Bunu seçim iklimine girmiş bir ülkede arzu edildiği şekilde yapılabilmesi o kadar kolay değil. Çünkü sonuçta toplumda bir takım dalgalanmalara ve kırılmalara da sebebiyet verebilir. Hem dışarıdaki mücadelenin ve içerideki mücadelenin topluma olan maliyetini hep beraber ahenkli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor ki arzu edilen sonuçlar ortaya çıksın. Bu anlamda devlet bir seçim kararı aldı ve bu seçim kararının da hem küresel istikrarsızlık ve küresel istikrarsızlığın neden olduğu bölgesel istikrarsızlık öne alınmasıyla ilgili temel bir refleks olduğunu değerlendiriyorum.” 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gundemhaberajansi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ bahis siteleri deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler