‘PKK’nın Sincar’dan çekilmesi büyük bir tuzak ve hiledir’

Gündem 31.03.2018 - 14:40, Güncelleme: 31.03.2018 - 14:40 3001+ kez okundu.
 

‘PKK’nın Sincar’dan çekilmesi büyük bir tuzak ve hiledir’

Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar: “PKK ‘Biz, buradan çıkıyoruz’ YPŞ’yi gerekirse Irak Merkezi Hükümeti’nin emir ve komutasına bırakarak ‘biz buradan ‘çekiliyoruz’ gibi bir cümle kurdu. PKK’nın Sincar’dan çekilmesi büyük bir tuzak ve hiledir.” dedi.
Ağar, yaptığı açıklamada, Sincar’ın, Osmanlının Orta Doğuya açılmak için kullanmış olduğu askeri ve demografik bir alan olduğunu söyledi.  Osmanlı döneminde Sincar’ın adının Ayn-el Cezire olduğunu belirten Ağar, “Sincar, tarihte İngilizlerin elde edemeyince parçalayıp üç farklı ülkede, birer ada şeklinde ortaya çıkmasına neden oldukları bir demografik alandır. Telafer ve Sincar Irak’ta, Deryizor Suriye’de, Nusaybin de Türkiye’de kaldı. Yani İngilizler adayı üçe böldü.” diye konuştu.  Sincar bölgesinde sağlanacak istikrarın hem Türkiye hem de Irak açısından çok önemli olduğunu ifade eden Ağar, şunları kaydetti:  “O istikrarla birlikte ortaya çıkabilecek bir sınır kapısı, bu sınır kapısının adı aslında Ova Köyünden açılacak bir sınır kapısı, İstikrar sağlandığı takdirde bütün coğrafyanın hem ekonomik anlamda hem de güvenlik anlamında kaderini değiştirir. Çünkü şuana kadar Türkiye ile Irak arasındaki ticaret, son dönemde bozuldu. Ancak bu ticaretimiz hiçbir zaman gerçek anlamda doğrusal bir ticaret olmadı, arada hep aracılar ve Irak Bölgesel Yönetimi vardı. Buradan açılacak bir sınır kapısı, Telafere, Sincara, bir koluyla Musul ve Kerkük’e bir koluyla da, Tikrit ve Samara üzerinden Bağdat’a ve Irak’ın güneyine inecek bir Türkiye etkisi bütün coğrafyanın kaderini değiştirir. Sincar bu anlamda bu kadar önemlidir.”  Ağar, Sincar’ın tarihi anlamda stratejik alanın merkezi olduğunun altını çizerek, “Şuan terörün üstlendiği yığınak yaptığı ve bir sembol alana dönüşmüş olması nedeniyle PKK denilen paçavra örgütü bir şekilde sözde insanlık savaşçısı olarak dünya kamuoyuna lanse edildiği yer Sincar’dır, Şengal’dir.” değerlendirmesinde bulundu.  Ağar, Sincar’da, DAEŞ terör örgütünün Yezidilere karşı ortaya koyduğu etkinin, PKK’ya bir rol üstlenme sebebiyeti verdiğini, PKK’nın, bu durum sonrasında tüm dünyaya bir insanlık savaşçısı bir güç ve cazibe merkezine olarak lanse edildiğini anlattı.  Sincar’daki PKK varlığının ortadan kaldırılmasın çok önemli olduğuna dikkati çeken Ağar, şöyle konuştu:  “Hem Sincar’da yaşayan Ezidilerin de onlardan kurtarılması gerekiyor. Şuan dünya üzerindeki en büyük Ezidi kampı Türkiye’dedir. Ama Ezidilerle ilgili rantı avuçlayan ise PKK’dır. Çünkü dünya kamuoyunu yönlendiren medya, Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu, insanlık adına yapmış olduğu icraatlara görmüyor. Ama bir terör örgütünün kendi hedef ve menfaatlerine hizmet ettiği için bu şekilde pazarlanmasına dünyadaki medyanın gerçekten çok büyük bir etkisi olmuştur.”  Uluslararası hukuk çerçevesinde, Türkiye'nin kendi üniter yapısına, kendi toprak bütünlüğüne, yönelmiş terör örgütlerini sınırı aşan alanlarda etkisiz hale getirmesi ve temizlemesi mümkün olduğunu anlatan Ağar, “Sınırın yakınındaki alanlardaki ortaya koyulan mücadele ile derinliklerde ortaya konulan mücadele tabi ki, konjüktür olarak farklılıklar ortaya koyar. Şırnak karşısındaki Irak karasalına yapmış olduğumuz müdahaleler uluslar arası hukuk çerçevesinde meşru görülür ama Sincar’a yapılacak veya daha derinlerde yapılacak veya tartışmalı bölgelerde ortaya koyulacak bir etki, çok farklı anlamlarda karşılık bulabilir ve karşı etki üretmeye çalışabilir.” dedi.  Sincara olası bir operasyonda temel parametrenin uluslararası hukuk normlarını, çok sağlam olarak ortaya koyulması gerektiğini belirten Ağar, “Aynı zamanda da o ülkedeki meşru olan güçlerle iş birliği yapmak. Zaten, sayın Erdoğan’da bu manada konuştu. 'Bu işi, Irak Merkezi Hükümeti isterse, beraber yapalım, kendisi yapamaz ise biz yaparız’ tarzında bir cümle kurdu. Bir irade beyanı ortaya koydu. Burada sadece Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve güvenliği meselesi değil, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan Ezidilerin de bir şekilde güvenli bir alana kavuşturulması gerekiyor. Çünkü Türkiye’de Irak’tan Türkiye’ye kaçmış olan bir ezidi nüfusu var. Bir diğer tarafıyla da Türkmenler var o coğrafyada Telafer’den binlerce Türkmen geldi. Elli bin ve altmış binden fazla Türkmen var Türkiye’de. Bir şekilde onlarında tekrar ülkesine dönmesi gerek. Yani onlara güvenli alan oluşturulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.  “Türkiye kendisinin sırtındaki çok büyük bir yük olan ve gelecek dönemde gerek ekonomik olarak gerek sosyolojik olarak, gerek psikolojik olarak yaşamış olduğu durumları Türk toplumunda da olumsuz bir şekilde etki gösterebilecek bu yapılara karşı bir takım tedbirler alınması gerekiyor.” diyen Ağar, konuşmalarını şöyle sürdürdü:  "Sincar’daki Irak merkezi hükümetinin ortaya koymuş olduğu etki yeterli mi? Aslında buna dikkat etmek gerekiyor. Aslında en önemli günce budur. PKK ‘Biz, buradan çıkıyoruz’ yani YPŞ’yi gerekirse Irak Merkezi Hükümeti’nin emir ve komutasına bırakarak ‘biz buradan çekiliyoruz’ gibi bir cümle kurdu. PKK’nın Sincar’dan çekilmesi büyük bir tuzak ve hiledir. Çünkü Irak Merkezi Hükümeti bunu, kabul ediyor gibi gözükebilir, geçmiş dönemde PKK’ya angaje Ezidilerden oluşturulduğu söylenen ama idaresi PKK’ya bağlı olan o yapının Irak Merkezi Hükümeti’ne bağlanması daha önceki dönemlerde de gündeme gelmişti. Orada Haçlı Şabilerin içerisinde gösterilmesi, onlara kadro verilmesi, maaş verilmesi, silah verilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması da gündeme gelmişti. Yani düşüne biliyor musunuz bu tarz ihtiyaçlar Irak Merkezi Hükümeti üzerinden sağlanıyor. Bu tuzağa Irak Merkez Hükümeti’nin düşmemesi gerekiyor. Bizimde buradaki filli oldu bitti olayını, kılıf değiştirmiş halini çok iyi okumamız gerekiyor. Çünkü buradaki YPG - PKK, bir kurnazlık peşinde. Kurnazlık şu; Türkiye'nin olası ister bağımsız, ister müşterek isterse Irak Merkezi Hükümeti’nin Türkiye ve Irak’ın hedef ve menfaatlerine hizmet eden müdahalesi engellemeye çalışan bir PKK fotoğrafı var ortada. Buna engel olunması gerekiyor, burada çok büyük bir kurnazlıkla Ezidi savunma birlikleri adını verdiği ‘YPŞ’yi Irak Merkezi Hükümeti’nin Irak ordusunun iradesine bırakıyorum’ bu yalan bir cümle ve kurnazca bir cümle. Bu golün yenilmemesi gerektiğini düşünüyorum. YPG ve PYD ne ise Sincar’daki YPŞ’de aynı şeydir. Şimdi, bu niye yapılıyor? Bu, bu coğrafyada Türkiye'nin etki üretmesine engel olmak üzere yapılıyor. Irak Merkez Hükümetinin, bu coğrafyada kendi hükümranlık alanlarında nüfuzunu, egemenliğini ortaya koymamamsı için yapılan bir PKK hamlesidir bunu çok iyi okumak gerekiyor. Buradaki kalıcı çözüm Türkiye ve Irak’ın kalıcı gelecekte her iki ülkenin menfaatine hizmet edecek eko stratejik bir ortalılıktır. Bunun yolu da oradaki sınır kapısıdır.”  ABD ve İran’ın,  açılacak olan sınır kapısına karşı odlunu ifade eden Ağar, “Amerika Birleşik Devletleri (ABD) şuan Irak’ın yapmış olduğu güvenlik hamlesine izin vermedi. Bir diğer tarafıyla yerel yönetimler ve Iran buna karşı bir direnç üretiyor. Çünkü Türkiye ve Irak halkının direkt iletişime geçmesi bu coğrafyada çok oyunu bozar ve kaderini değiştirir. Türkiye'nin bu durumda bu coğrafyada çok büyük rol kapacağını bildikleri için karşı olduklarını ifade etmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.  Ağar, Sincar’ın bir şekilde istikrara kavuşturulması Türkiye’deki Ezidilerin kendi ülkelerine geri dönmesi hem kendi varlıklarını devam ettirmeleri açısından, bir şekilde istismar edilmemeleri açısından büyük değer taşıdığını sözlerine ekledi.
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar: “PKK ‘Biz, buradan çıkıyoruz’ YPŞ’yi gerekirse Irak Merkezi Hükümeti’nin emir ve komutasına bırakarak ‘biz buradan ‘çekiliyoruz’ gibi bir cümle kurdu. PKK’nın Sincar’dan çekilmesi büyük bir tuzak ve hiledir.” dedi.

Ağar, yaptığı açıklamada, Sincar’ın, Osmanlının Orta Doğuya açılmak için kullanmış olduğu askeri ve demografik bir alan olduğunu söyledi. 

Osmanlı döneminde Sincar’ın adının Ayn-el Cezire olduğunu belirten Ağar, “Sincar, tarihte İngilizlerin elde edemeyince parçalayıp üç farklı ülkede, birer ada şeklinde ortaya çıkmasına neden oldukları bir demografik alandır. Telafer ve Sincar Irak’ta, Deryizor Suriye’de, Nusaybin de Türkiye’de kaldı. Yani İngilizler adayı üçe böldü.” diye konuştu. 
Sincar bölgesinde sağlanacak istikrarın hem Türkiye hem de Irak açısından çok önemli olduğunu ifade eden Ağar, şunları kaydetti: 
“O istikrarla birlikte ortaya çıkabilecek bir sınır kapısı, bu sınır kapısının adı aslında Ova Köyünden açılacak bir sınır kapısı, İstikrar sağlandığı takdirde bütün coğrafyanın hem ekonomik anlamda hem de güvenlik anlamında kaderini değiştirir. Çünkü şuana kadar Türkiye ile Irak arasındaki ticaret, son dönemde bozuldu. Ancak bu ticaretimiz hiçbir zaman gerçek anlamda doğrusal bir ticaret olmadı, arada hep aracılar ve Irak Bölgesel Yönetimi vardı. Buradan açılacak bir sınır kapısı, Telafere, Sincara, bir koluyla Musul ve Kerkük’e bir koluyla da, Tikrit ve Samara üzerinden Bağdat’a ve Irak’ın güneyine inecek bir Türkiye etkisi bütün coğrafyanın kaderini değiştirir. Sincar bu anlamda bu kadar önemlidir.” 
Ağar, Sincar’ın tarihi anlamda stratejik alanın merkezi olduğunun altını çizerek, “Şuan terörün üstlendiği yığınak yaptığı ve bir sembol alana dönüşmüş olması nedeniyle PKK denilen paçavra örgütü bir şekilde sözde insanlık savaşçısı olarak dünya kamuoyuna lanse edildiği yer Sincar’dır, Şengal’dir.” değerlendirmesinde bulundu. 
Ağar, Sincar’da, DAEŞ terör örgütünün Yezidilere karşı ortaya koyduğu etkinin, PKK’ya bir rol üstlenme sebebiyeti verdiğini, PKK’nın, bu durum sonrasında tüm dünyaya bir insanlık savaşçısı bir güç ve cazibe merkezine olarak lanse edildiğini anlattı. 
Sincar’daki PKK varlığının ortadan kaldırılmasın çok önemli olduğuna dikkati çeken Ağar, şöyle konuştu: 
“Hem Sincar’da yaşayan Ezidilerin de onlardan kurtarılması gerekiyor. Şuan dünya üzerindeki en büyük Ezidi kampı Türkiye’dedir. Ama Ezidilerle ilgili rantı avuçlayan ise PKK’dır. Çünkü dünya kamuoyunu yönlendiren medya, Türkiye'nin ortaya koymuş olduğu, insanlık adına yapmış olduğu icraatlara görmüyor. Ama bir terör örgütünün kendi hedef ve menfaatlerine hizmet ettiği için bu şekilde pazarlanmasına dünyadaki medyanın gerçekten çok büyük bir etkisi olmuştur.” 
Uluslararası hukuk çerçevesinde, Türkiye'nin kendi üniter yapısına, kendi toprak bütünlüğüne, yönelmiş terör örgütlerini sınırı aşan alanlarda etkisiz hale getirmesi ve temizlemesi mümkün olduğunu anlatan Ağar, “Sınırın yakınındaki alanlardaki ortaya koyulan mücadele ile derinliklerde ortaya konulan mücadele tabi ki, konjüktür olarak farklılıklar ortaya koyar. Şırnak karşısındaki Irak karasalına yapmış olduğumuz müdahaleler uluslar arası hukuk çerçevesinde meşru görülür ama Sincar’a yapılacak veya daha derinlerde yapılacak veya tartışmalı bölgelerde ortaya koyulacak bir etki, çok farklı anlamlarda karşılık bulabilir ve karşı etki üretmeye çalışabilir.” dedi. 
Sincara olası bir operasyonda temel parametrenin uluslararası hukuk normlarını, çok sağlam olarak ortaya koyulması gerektiğini belirten Ağar, “Aynı zamanda da o ülkedeki meşru olan güçlerle iş birliği yapmak. Zaten, sayın Erdoğan’da bu manada konuştu. 'Bu işi, Irak Merkezi Hükümeti isterse, beraber yapalım, kendisi yapamaz ise biz yaparız’ tarzında bir cümle kurdu. Bir irade beyanı ortaya koydu. Burada sadece Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve güvenliği meselesi değil, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan Ezidilerin de bir şekilde güvenli bir alana kavuşturulması gerekiyor. Çünkü Türkiye’de Irak’tan Türkiye’ye kaçmış olan bir ezidi nüfusu var. Bir diğer tarafıyla da Türkmenler var o coğrafyada Telafer’den binlerce Türkmen geldi. Elli bin ve altmış binden fazla Türkmen var Türkiye’de. Bir şekilde onlarında tekrar ülkesine dönmesi gerek. Yani onlara güvenli alan oluşturulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı. 

“Türkiye kendisinin sırtındaki çok büyük bir yük olan ve gelecek dönemde gerek ekonomik olarak gerek sosyolojik olarak, gerek psikolojik olarak yaşamış olduğu durumları Türk toplumunda da olumsuz bir şekilde etki gösterebilecek bu yapılara karşı bir takım tedbirler alınması gerekiyor.” diyen Ağar, konuşmalarını şöyle sürdürdü:

 "Sincar’daki Irak merkezi hükümetinin ortaya koymuş olduğu etki yeterli mi? Aslında buna dikkat etmek gerekiyor. Aslında en önemli günce budur. PKK ‘Biz, buradan çıkıyoruz’ yani YPŞ’yi gerekirse Irak Merkezi Hükümeti’nin emir ve komutasına bırakarak ‘biz buradan çekiliyoruz’ gibi bir cümle kurdu. PKK’nın Sincar’dan çekilmesi büyük bir tuzak ve hiledir. Çünkü Irak Merkezi Hükümeti bunu, kabul ediyor gibi gözükebilir, geçmiş dönemde PKK’ya angaje Ezidilerden oluşturulduğu söylenen ama idaresi PKK’ya bağlı olan o yapının Irak Merkezi Hükümeti’ne bağlanması daha önceki dönemlerde de gündeme gelmişti. Orada Haçlı Şabilerin içerisinde gösterilmesi, onlara kadro verilmesi, maaş verilmesi, silah verilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması da gündeme gelmişti. Yani düşüne biliyor musunuz bu tarz ihtiyaçlar Irak Merkezi Hükümeti üzerinden sağlanıyor. Bu tuzağa Irak Merkez Hükümeti’nin düşmemesi gerekiyor. Bizimde buradaki filli oldu bitti olayını, kılıf değiştirmiş halini çok iyi okumamız gerekiyor. Çünkü buradaki YPG - PKK, bir kurnazlık peşinde. Kurnazlık şu; Türkiye'nin olası ister bağımsız, ister müşterek isterse Irak Merkezi Hükümeti’nin Türkiye ve Irak’ın hedef ve menfaatlerine hizmet eden müdahalesi engellemeye çalışan bir PKK fotoğrafı var ortada. Buna engel olunması gerekiyor, burada çok büyük bir kurnazlıkla Ezidi savunma birlikleri adını verdiği ‘YPŞ’yi Irak Merkezi Hükümeti’nin Irak ordusunun iradesine bırakıyorum’ bu yalan bir cümle ve kurnazca bir cümle. Bu golün yenilmemesi gerektiğini düşünüyorum. YPG ve PYD ne ise Sincar’daki YPŞ’de aynı şeydir. Şimdi, bu niye yapılıyor? Bu, bu coğrafyada Türkiye'nin etki üretmesine engel olmak üzere yapılıyor. Irak Merkez Hükümetinin, bu coğrafyada kendi hükümranlık alanlarında nüfuzunu, egemenliğini ortaya koymamamsı için yapılan bir PKK hamlesidir bunu çok iyi okumak gerekiyor. Buradaki kalıcı çözüm Türkiye ve Irak’ın kalıcı gelecekte her iki ülkenin menfaatine hizmet edecek eko stratejik bir ortalılıktır. Bunun yolu da oradaki sınır kapısıdır.” 

ABD ve İran’ın,  açılacak olan sınır kapısına karşı odlunu ifade eden Ağar, “Amerika Birleşik Devletleri (ABD) şuan Irak’ın yapmış olduğu güvenlik hamlesine izin vermedi. Bir diğer tarafıyla yerel yönetimler ve Iran buna karşı bir direnç üretiyor. Çünkü Türkiye ve Irak halkının direkt iletişime geçmesi bu coğrafyada çok oyunu bozar ve kaderini değiştirir. Türkiye'nin bu durumda bu coğrafyada çok büyük rol kapacağını bildikleri için karşı olduklarını ifade etmek gerekiyor.” şeklinde konuştu. 

Ağar, Sincar’ın bir şekilde istikrara kavuşturulması Türkiye’deki Ezidilerin kendi ülkelerine geri dönmesi hem kendi varlıklarını devam ettirmeleri açısından, bir şekilde istismar edilmemeleri açısından büyük değer taşıdığını sözlerine ekledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gundemhaberajansi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/ bahis siteleri deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler