İki güvenlik görevlisine yapılan silahlı saldırı kınandı
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde 2 güvenlik görevlisinin silahlı saldırıya uğramasının ardından Hak-İş Konfederasyonu Öz-Sağlık İş Sendikası ve Memur-Sen Sağlık-Sen Sendikası tarafından basın açıklaması yapıldı.
Çaycuma Devlet Hastanesi önünde düzenlenen basın toplantısında konuşan Hak-İş Konfederasyonu Öz-Sağlık İş Sendikası Çaycuma Devlet Hastanesi Baş Temsilcisi Civan Karaalp, sağlık çalışanlarının görevlerini yaparken mesleki gereklilik, yasal ve vicdani sorumluluklarının yanında, insanı her şeyin önünde tutan temel ahlaki anlayışla hareket ettiğini belirterek “Dolayısıyla hastaların veyahut yakınlarının, hastane çalışanlarına karşı her hal ve şartta empati, hoşgörü ve iyi niyetli yaklaşım içinde davranış göstermeleri, genel beklenti olmasının ötesinde, ahlaki bir zorunluluktur. Buna rağmen öteden beri tanık olduğumuz ancak son dönemde artış gösteren sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları bizler gibi toplumumuzun tüm fertlerini derinden etkilemekte, üzmektedir. Üzüntümüzü daha da artıran ana faktör ise şiddet olaylarının faillerinin genelde hasta ya da hasta yakınları olmasıdır. Öyle ki sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin bazen ölümle sonuçlandığı bile olmaktadır” dedi.
Büyük bir özveri ve vicdani sorumluluk ile kendisine ya da sevdiklerine şifa sunmaya çalışan insanlara şiddet göstermenin kabul edilecek bir durum olmadığını ifade eden Karaalp, “Şiddetin mazereti olmadığı gibi küçüğü büyüğü, hafifi ağırı da olamaz, şiddet şiddettir kınanmayı, üzerine gitmeyi ve yapanın yanına kar bırakmamayı gerektirir. Bunun için de başta kamu olmak üzere toplumumuzun tüm fertlerine büyük görevler düşmektedir. Susmak, sessiz kalmak, görmezden gelmek, önemsememek şiddeti onaylamak anlamı taşıyacaktır ki bu durum geleceğimiz açısından çok daha büyük sorun demektir. Şiddetle mücadele, yasal ve kurumsal mekanizmalardan önce, ahlaki ve vicdani zeminlerde kendine yer bulmalıdır. Sağlık çalışanının her şeyden önce insan olduğu, can taşıdığı, onur ve izzet sahibi olduğu asla ve kata unutulmamalıdır. Öz Sağlık İş Sendikası ve Sağlık-Sen olarak meseleye bu şekilde yaklaşıyoruz ve sağlık çalışanlarımızın her zaman yanındayız” diye konuştu.
Sağlıkta şiddetin, şiddet uygulanan sağlık çalışanını doğrudan etkilediği gibi tüm vatandaşlara sunulan hizmet kalitesini de etkilediğini aktaran Karaalp, “Bir hekimin, bir hemşirenin, bir güvenlik görevlisinin, bir sekreterin, bir temizlik personelinin veya teknik servis personelinin veya diğer personelin şiddet görürüm korku ve endişesiyle hareket etmesinden daha kötü bir durum olamaz. Maalesef zaman zaman yaşanan trajik şiddet olayları, sağlık çalışanlarını bu psikolojik ortama sürüklemektedir. Yapılan araştırmalar, sağlık çalışanlarına şiddetin istisna olmadığını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır” ifadelerine yer verdi.
“Bugün ülkemizde sağlık çalışanlarının yüzde 87’si sözel, psikolojik ya da fiziki şiddete maruz kaldığını ifade etmektedir” diyen Karaalp, “Acil servis çalışanları arasında bu oran çok daha yüksektir. Görevini yaparken şiddetle karşı karşıya gelme endişesi taşıyan acil servis çalışanlarının oranı yüzde 98’lere ulaşmıştır. Tablo endişe verici boyutu çoktan geçmiştir ve bir an önce bunun önüne geçilmesi gerekmektedir. Geçtiğimiz yıl bu hususta önemli bir kanuni düzenleme yapılmıştır, ancak şiddet sağlık hizmetlerinin görüldüğü yerlerde kol gezmeye devam etmektedir. Güvensiz, şiddet baskısı ve tehdidin olduğu bir iş ortamını oluşturmaya kimsenin hakkı yoktur. Elbette sağlık çalışanlarına şiddet, sadece ülkemizde yaşanan bir durum da değildir. Tüm dünyada sağlık çalışanlarına yönelik şiddet artıyor. Şiddet kültürünün yaygınlaşmasının bütün toplumun huzur ve güvenliğini tehdit ettiği açıktır. Şiddetin önlenmesi, iletişim ve empati kültürünün geliştirilmesi hususunda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız” şeklinde konuştu.
Gecesini gündüzüne katıp çalışan sağlık çalışanlarının bunları hak etmediğini kaydeden Karaalp, şu ifadelere yer verdi: “Hastane çalışanlarımız COVID-19 süreci ile birlikte daha yoğun bir çalışmanın içine girdiler. Salgının hafiflemesinde ve sona doğru yaklaşmamızdaki emekleri ve gayretleri asla yadsınamaz. Salgın bitse de sağlık çalışanlarımızın yoğun mesaisi ve fedakarca çalışmaları daha önceden olduğu gibi devam edecektir. Ancak aynı emek ve gayretle mesleklerini cesurca yerine getirmeleri için motivasyona ve güce ihtiyaçları olduğu bir gerçektir. Pandemi süreci ile birlikte iş yükleri daha da artan, fazla çalışmak, daha fazla nöbet tutmak zorunda kalan ve izin dahi kullanamayan sağlık çalışanları, bir de pandeminin riskleri nedeniyle ailelerini, çocuklarını aylardır göremez hale gelmiştir. Hal böyleyken hak ettiğimiz şiddet görmek, yaralanmak ve ölmek değildir. Gecesini gündüzüne katıp çalışan sağlık çalışanları bunları asla hak etmemektedir. Son olarak hastanemizde dün yaşadığımız güvenlik görevlisi arkadaşlarımıza yapılan alçakça silahlı saldırıyı şiddetle kınıyor, arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.”