Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı tekrarlanacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı korona virüs önlemleri kapsamında video konferansla gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya çalışmalarını sürdürdüğü İstanbul Tarabya Huber Köşkü'nden katıldı. Erdoğan toplantının ardından basın açıklaması yaptı.
“Hastaların tespitinden tedavisine kadar her konuda iyi durumdayız”
Yeni tip korona virüsle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye korona virüs salgınıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Dünyayı adeta pençesine alan bu salgının sağlık, gıda ve güvenlik başta olmak üzere pek çok farklı alandaki etkilerini yakından takip ediyoruz. Ülkemiz bu süreçte uluslararası alanda da takdir edilen olumlu yönde bir ayrışma içindedir. Hastaların tespitinden tedavisine kadar her konuda iyi durumdayız. Hastane, yoğun bakım yatağı doktur ve yardımcı personel, malzeme araç gerek ilaç gibi hususlarda hiçbir eksiğimiz yoktur. Vatandaşlarımızın bireysel sağlık ve temizlik malzemesi tedarikinde de sıkıntı yaşamıyoruz. Ücretsiz maske dağıtımını çeşitli kanallardan sürdürüyoruz. Elbette Türkiye gibi 83 milyonluk bir ülkede böylesine büyük hizmetleri yürütmek kolay değildir. Mutlaka aksaklıklar oluyordur. Burada önemli olan aksaklığın yokluktan kaynaklanmamasıdır. Var olanı bölüşmek, var olanı dağıtmak küçük gecikmelerde de olsa mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Her vatandaşımıza ücretsiz maske dağıtımı uygulamamız sürüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pek çok ülkede maske gibi en basit ürünlerin bırakınız vatandaşlara dağıtımını sağlık personeli için dahi temininde zorluk çekiliyor. Bu bakımdan gerçekten hamd edecek konumdayız. Her vatandaşımıza ücretsiz maske dağıtımı uygulamamız sürüyor. Eczanelerden alınabilecek maskeler için bugüne kadar 32 milyon vatandaşımıza Sağlık Bakanlığının doğrulama kodunun yer aldığı mesaj gitmiştir. Bu rakam perşembe gününe kadar inşallah 39 milyona çıkacak. Özel sektörün yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığımızdan Milli Savunma Bakanlığımıza kadar kapasitesi olan tüm kamu kurumlarımız maske üretimine hız veriyor. Hastalığın seyrinde tedavi için kullanılan kimi ilaçların hem hammaddesi alınarak ülkemizde üretimi hem de tablet olarak temini hususunda da sıkıntı yaşamıyoruz. Sağlık kurumlarımız hem teşhis hem tedavi hem de yoğun bakım üniteleri olarak salgınla başa çıkabilecek kapasitededir. 81 ilimize yayılmış olan 1518 hastanemizde 100 bini tek kişilik olmak üzere 240 bin yatağa sahibiz. Örneğin Avrupa'da her 100 bin nüfusa düşen yoğun bakım yatağı sayısı 12'nin altındayken ülkemizde bu rakam 50'ye yakındır. Avrupa'nın en fazla yoğun bakım yatağına sahip ülkesi Almanya'da bile bu rakam 30'u bulmuyor. Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta 45 gün içinde Yeşilköy ve Sancaktepe'de biner yataklı 2 hastane kuracağımızı ifade etmiştik. Bunların çalışmalarına başladık. Ayrıca Hadımköy'de de 100, Derince'de 250 yataklı yeni hastaneler kuruyoruz. İnşaası tamamlanan ve toplam yatak kapasitesi 2 bin 862 olan Başakşehir Şehir Hastanemizin ilk kısmını 20 Nisan'da 2. kısmını 15 Mayıs'ta hizmete açıyoruz. Sadece bu hastanemizin yoğun bakım yatağı sayısı 456'dır. Marmara Üniversitemize bağlı Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi de 536 yatağı ile hasta kabulüne başlamıştır” şeklinde konuştu.
“Vaka oranımız hamdolsun aşağı yönlüdür”
Salgının kontrol altına alınması konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günlük ve toplam test sayısında dünya sıralamasında en başlardaki grupta yer alıyoruz. Testte günlük olarak 34 bin 456'ya ulaşırken toplamda ise 410 binin üzerine çıktık. Vaka oranımız hamdolsun aşağı yönlüdür. Hasta sayısına göre ölüm oranının düşüklüğü bakımından da ilk sıralardayız. Şu ana kadar taburcu olan hasta sayımız da 5 bine yaklaştı. Türkiye aldığı tedbirlerle salgını en hızlı şekilde kontrol altına alan ülkelerin başında geliyor. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar ülkemizi korona virüs salgınıyla mücadelede örnek gösteriyorlar. Sadece kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya kalmıyor. Bizden destek isteyen her ülkenin çağrısına imkanlarımız nispetinde cevap vermeye çalışıyoruz. Bugüne kadar 34 ülkeye malzeme ulaştırdık. Önümüzdeki günlerde de bu desteği devam ettireceğiz. İlaç hammaddesi ve tıbbi cihaz konusunda ülkemize katkı veren dostlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Kargaşanın bir daha tekrar etmemesi için gereken tedbirleri alacağız”
“Karşımızdaki tehlike dinamik bir süreç yönetmemizi gerektiriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için bilim insanlarımızın ve ilgili kurumlarımızın değerlendirmeleri ışığında aldığımız tedbirleri sürekli güncelliyor, geliştiriyoruz. Hafta sonu için alınan 30 büyükşehrimiz ile Zonguldak ilimizdeki sokağa çıkma yasağı da bu tedbirlerden biridir. Yasağın açıklandığı ilk saatlerde kimi yerlerde yaşanan gereksiz kargaşanın bir daha tekrar etmemesi için gereken tedbirleri alacağız. Amacımız hafta sonu güzel havanın cazibesine kapılıp sokakları, parkları, piknik alanlarını sahilleri dolduracak milyonlarca vatandaşımızı virüs tehlikesinden korumaktı. Cuma gecesi sokağa çıkma yasağının sadece Cumartesi ve Pazar günleriyle sınırlı olduğu açıkça belirtilmesine rağmen yaşanan olumsuzluklar bu gerçeği ortadan kaldırmıyor. İçişleri Bakanımızın bu konudaki sorumluluğu üstlenerek gösterdiği hassasiyeti taktirle karşıladım. Ancak istifasını kabul etmeyerek kendisinden görevini sürdürmesini istedim. Terörle mücadele, tabii afetler sonrası yürütülen çalışmalar ve son olarak korona virüs salgınında kamu güvenliğini sağlamadaki başarılarına yakından şahit olduğum sayın bakanımız görevine devam ediyor” dedi.
Bu hafta sonu da sokağa çıkmak yasak
Bu hafta sonu da sokağa çıkmanın yasak olacağını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kabine toplantımızda salgınla mücadele kapsamında hafta sonları sokağa çıkma yasağını önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyuldukça sürdürme kararı aldık. 17 Nisan Cuma gecesi saat 24.00'den 19 Nisan Pazar gecesi saat 24.00'e kadar sokağa çıkma yasağı uygulanacağını şimdiden tüm vatandaşlarımıza duyurmak istiyorum. Bu hadiseyi ve genel olarak salgın önlemlerini bahane eden kimi medya kuruluşları haberleri ve köşe yazarlarıyla hep yaptıkları gibi kendi ülkelerine karşı adeta savaş açmışlardır. Ülkemizin bu kritik dönemdeki mücadelesine katkı sağlamak yerine hepsi de yalan ve yanlış bilgilerle sürekli kin kusmak virüsten daha tehlikeli bir hastalığın işaretidir” ifadelerini kullandı.
"Ülkemiz sadece korona virüsten değil aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden de kurtulacaktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyada hem salgının düzeyi hem de alınan tedbirler konusunda Türkiye kadar şeffaf davranan pek az ülke vardır. Kararlar yetkisiz kurullarda mı alınıyor gibi sorularla bu şeffaflığı bozmaya çalışanların amacı, özellikle de bu amacın gerçeği aramak değil bozgunculuk yapmaktır. Her gün karanlık ve kirli zihniyetlerin ürünü yayınlarla milletimizin kafasını bulandırmaya gönlünü karartmaya çalışan bu tür hezeyanlara emin olunuz başka ülkelerde bir gün bile izin vermezler. Türkiye'de demokrasi, çoğulculuk ve çok seslilik sıkıntı değil, demokrasinin istismarı ideolojik bağnazlığın gözleri kör etmesi ve bet seslerin önünün sınırsızca açık olması sorunu vardır. Milletimizin moralini bozmak için gece gündüz çalışanlar terör örgütleriyle medyasıyla, siyasi teşekkülleriyle gün gelecek kendi fitne ve nefret çukurlarında boğulup gideceklerdir. Bir dönem kendilerini ülkenin tek sahibi sanan hala da aynı kibirli tavırla hareket eden bu hastalıklı zihniyet sahiplerine diyorum ki düşün artık milletin yakasından. Her darbenin her vesayetin arkasında siz vardınız. Her kaosun her kargaşanın arkasında siz vardınız. Milletin değerlerine, onuruna yapılan her saldırının tetikçisi sizdiniz ama artık bu devir sona erdi. Ülkemiz sadece korona virüsten değil aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden de kurtulacaktır.”
“Milletin gözünü içine bakarak bu kadar yalanı arka arkaya söylemek mitomani hastalığıdır”
Erdoğan, “CHP Genel başkanının dün bir televizyon kanalında ne dünyadan ne Türkiye'den ne kendi belediyelerinden bihaber olduğunu gösteren sözlerinin taktirini de ben milletimize bırakıyorum. Milletin gözünü içine bakarak bu kadar yalanı arka arkaya söylemek mitomani hastalığıdır. Bunu bir araştırsın öğrensin nedir bu hastalık? Umarım hekimlerimiz bu hastalığa da tez zamanda - kurduğu bir bilim kurulu da var zaten her halde o bilim kuruluyla karşılığını bulur” şeklinde konuştu.
“Bu zor dönemde özel bankaların da üzerlerine düşeni yapmasını bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle kamu bankaları kurumsal ve ticari işletmelerin yaklaşık 21 milyar liralık borcunu öteleyerek piyasayı önemli ölçüde rahatlattı. Aynı şekilde 800 bine yakın vatandaşımızın 41 milyar lirayı bulan konut, ihtiyaç, araç kredisi ile kredi kartı borcu da talepleri üzerine kamu bankaları tarafından ötelendi. Hazine arazilerinden ekilebilir olanlarını ilgili kuruluşlarımız hazırlıklara başladı. Salgın nedeniyle dünyada yaşanabilecek gıda ürünleri sıkıntısından Türkiye'nin etkilenmemesi için tüm tedbirleri alıyoruz. Kamu olarak tüm sektörleri desteklemek için tüm imkanlarımızı seferber ederken maalesef özel bankalar bu süreçte hiç de iyi bir imtihan vermiyorlar. Ülkemizin ve milletimizin içinden geçtiği bu zor dönemde özel bankaların da üzerlerine düşeni yapmasını bekliyoruz. IMF programı başta olmak üzere ülkemizi minnet altına sokacak hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğiz. Türkiye'yi yeniden bu cendereye sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Attığımız ve atacağımız adımlarla hiçbir kesimi sahipsiz bırakmamakta, ortaya çıkan yükü adil bir şekilde paylaşmakta kararlıyız.”
“Milli Dayanışma Kampanyası'na şu ana kadar yapılan bağış 1 milyar 612 milyon lira”
Milli Dayanışma Kampanyası'na şu ana kadar yapılan bağış tutarının 1 milyar 612 milyon lira olduğunu bildiren Erdoğan, “Bir süre daha sabredeceğiz ondan sonra inşallah feraha kavuşacağız. Gün birlik olma, yardımlaşma, dayanışma, kardeş olduğumuzu dünyaya gösterme günüdür. Acımızı birlikte kalbimize gömüyor ümidimizi birlikte taze tutuyoruz. Sizlere ‘evde kalın, sabredin kurallara uyun derken' nasıl zorluklarla karşı karşıya bulunduğunuzu elbette biliyoruz. Vatandaşımızın sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır. İnşallah az kaldı atalarımızın dediği gibi kara gün kararıp kalmaz. Bu kara günler sadece milletimizin değil bütün dünyanın kara günleridir. Sıradan gördüğümüz gündelik hayatımızın nasıl da nimet olduğunu hep beraber müşahede ediyoruz” dedi.